25 Aralık 2018 Salı


   
  SENİN ADIN KAVUŞMAK OLSUN
 
Sen benim yanı başımdaki uzağım 
Sen benim uzağımdaki en yakınım 
Dokunmam yasak sevmem yasak 
Sensiz bu hayatta yaşamak tuzak 
Sen adını koyamadığım 
Senin adın kavuşmak olsun. 


Sisli bir gecede ses olup da gel 
Bir sonbahar gününde yağmur olup da gel 
Soğuk bir kış gününde rüzgar olup da gel 
Ilık bir yaz gecesinde düş olup da gel 
sen bana yasaklarından sıyrılıp da gel 
Sen adını koyamadığım 
Senin adın kavuşmak olsun. 

Bir gün gelirde tutarsam ellerini 
Bakarsam gözlerine sevgi dolu 
Doğarsa sende yeniden bu beden 
Ve o gün verirsem şayet son nefesimi 
Ölmeden haykırmak isterim son bir kez 
Sen adını koyamadığım 
sen yaban gülüm sen dağ çiçeğim 
sen ruhu revanım sen yaşama sevincim 
yasaklım adı bende saklım 
senin adın kavuşmak olsun 
senin adın 
senin adın seviyorum olsun 
seviyorum olsun 
seni seviyorum,seni seviyorum 
         
          SENİ BÖYLE SEVERSEM ASARLAR BENİ.          
Seni böyle seversem asarlar beni.
Bir deniz fenerinin söndüğünü görürsün,
Evlerine kapanır gemiler;
Sis basar bütün limanları
Seni böyle sevdiğimi bilseler asarlar beni..
Yokluğunu anlatırlar önce bir güzel
Dudaklarım çatlayınca susuzluğuna,
Sabah beş buçukta ipe çekerler.
Seni böyle sevdiğimi bilemezler,
Bilseler de bilemezler..
Ay batar, gün doğar,
Yer oynar yerinden duyamazlar;
Duyamazlar..



MAVİ, MAVİYDİ GÖKYÜZÜ

Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...

Garip, güzel, sonra mahzun
Işıkla yağmur beraber, 
Bir türkü ki gamlı, uzun, 
Ve sen gülünce açan güller.

Beyaz, beyazdı bulutlar
Gölgeler buğulu, derin; 
Ah o hiç dinmeyen rüzgâr
Ve uykusu çiçeklerin.

Mor aydınlıkta bir çınar
Veya kestane dibinde; 
Mahmur süzülen bakışlar 
İkindi saatlerinde...

Birden gülümseyen yüzün 
Sabahların aynasında
Ve beni çıldırtan hüzün
İki bakış arasında.

kim bilir şimdi nerdesin
senindir yine akşamlar
merdivende ayak sesin
rıhtım taşında gölgen var

MEKTUP
işte yine günün belini kırıyor akşam
ve sen kırlara benzersin günün bu saati
çıkarmamışsan çiçekli elbiseni.


hatırla ve sıkı tut: 
korkardın küçükken
serçe parmağın uçacak diye elinden.
diğer çocuklara benzerdim bense
benzemesi gibi, bir çinlinin diğerine.


şaşkınım, şehir açmıyor beni
ve namım yürümüyor burada
çünkü tuhaf burada her şey; 
denizi sel basıyor hayret
hayret şehir sığmıyor taksiye
ve terör estiriyor rüzgar
kaldırıyor dağın eteklerini bile.

ve burada sensiz bahar
hem yatalak hem öpmeden geçiyor
bir jeton
yanağıma getiriyor da yanağını
kokunu rüzgara salsan
bana getirmiyor.


yoksun ya
güvercin avlıyor avluda kedi
kızlar gülüşüyor bahçede
gül üşüyor –gül üşür-
yoksun ya, bezden anne 
yapıyor öksüz
öpmek için kendisine.

    BENİ CANDAN USANDIRDI

Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı

Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı

Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı

Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı

Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı

Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı

Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı





                                 YALNIZSIN



    Dipteyken ; yalnızsın 
zirvedeyken de yalnızsın ,
etrafındakiler sadece kendini düşünür ,
senden faydalanır .
zirveden indiğinde yine yalnızsın .



Nuran Karaca
                                                                   





BEN EYLÜL SEN HAZİRAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim , sevilmişliğim
O hey heyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korla
..........
..........